Geçenlerde Ankara ve İstanbul’dan gelen akrabalarımla beraber ilimizin meşhur Karahisar Kalesi’ne çıkmıştık.
Yorucu bir tırmanıştan sonra en tepeye ulaştığımızda, Türk bayrağının dalgalanışı beni duygulandırmıştı.
Malazgirt Savaşı’dan sonra XI yüzyılda Selçuklular buraya yerleşmiş ve burada yaşayan Türk boyları buraya Karahisar adı vermişler.
Karahisar Kalesi’nden gün batımı…
Karahisar Kalesi’yle ilgili en popüler efsane ise şu:
Evlenmek isteyen kızların iyi bir kısmet diledikleri, kısmeti bağlı olanların kısmetlerinin açıldıkları yer olmuştur. İnanışa göre, taliplisi çıkmayan yada evlenme zamanı gelmiş kızlar yanlarında yaşlı bir kadınla birlikte Cuma günü Karahisar Kalesine giderken yanlarına birde asma kilit alırlar, kilit kaleye çıkılmadan önce kilitlenir. Kaleye çıkıldıktan sonra, yaşlı kadın kaleye çıkılmadan önce kilitlenmiş olan kilidi kızların başlarında açarak, inanışa göre bahtlarını açar. Daha sonra kızlar Kız Kulesi’nden
Bahtım bahtım
Altın tahtım
Evlenecek vaktım
Diyerek kaleden şehre doğru bağırırlar. İnanılan odur ki tahminen bir hafta sonra bu kızlara hayırlı birer nasip çıkar ve nişanlanırlar.
Bu gelenek, Hıdrellez’de daha çok ilgi görmekte ve Hıdrellez sabahı erken saatlerde kaleye çıkan kızlar, Kız Kulesi’nden dileklerini bağırmaktadırlar. Kimi zaman kadınların ya da erkeklerinde Kız Kulesi’nden;
Çocuğum olacak vaktım
Okulu bitirecek vaktım
gibi dileklerde bulundukları da gözlenmektedir.
Kaledeki Kız Kulesi’nin yanındaki büyük bir oyuğun içine yatan kadınlar çeşitli dileklerde bulunurlar.
Kalenin kapısının kemerinde bulunan bir oyuğa, bir dilek tutulup 3 taş atılmaktadır. Eğer taşların 3’üde oyuğa girerse dileğin yerine geleceğine inanılmaktadır.