Sanat ne yana düşer usta
İlimizde “sanatsal” faaliyetlerin olmadığından yakınırız. Üniversite kenti olmakla övünürüz; düne kadar sineması bile olmayan bir şehirdi. Şimdi iki tane sineması var, tabii kimse gitmesin diye şehrin dışında! (Ne demek istediğimi anlamış olmalısınız).
Afyonkarahisar Belediyesi Şehir Tiyatrosu, programlı oyunlarından olan “Karmakarışık”ı seyretme imkânım olmadı. Vakit bulursam seyretmeliyim diye düşünüyorum.
“Karmakarışık” oyununu seyretmeye giden bir akrabam anlattı, birinci bölümünü beğendiğini, ancak ikinci bölümde biraz hayal kırıklığına uğradığını söyledi. Yani, ikinci bölümün çocuklarla beraber seyredilemeyeceğini, ifade etti.
Tiyatro eleştirmeni değilim. Topu topu hayatımda üç- dört defa profosyonel tiyatrocuların oynadığı oyunları seyretmişliğim var.
Oda Tiyatrosu/Kız Doğdu
Yıllar öncesi Ankara’da Oda Tiyatrosu’da bir oyun seyretmiştim. “Kız Doğdu” isimli bu oyunda koskoca salonda 20-25 kişiydik. Arada, oyunculardan biri ön koltukta oturanların yanına gelmişti. Onlar niye seyircinin az olduğunu sormuşlardı. Oyuncu şu cevabı vermişti; ‘yazar genç, teşvik olsun diye oyunu seçildi; tanınmıyor’ demişti. Bu oyundan aklımda pek bir şey kalmadı. Hatırladığım tek şey ise oyundaki müstehcen diyalogların nasıl olup devletin tiyatrosunda dile getirildiğidir.
Nejat Uygur
Bir başka zaman ise, yine Ankara’da Nejat Uygur’un bir oyununa gitmiştim. Bende şans yoktur, böyle durumlarda bilet en arkalar için verilir, bu da bana düşer ya da elektrikler kesilir. Nejat Uygur’un oyununda da böyle olmuştu. Biletimiz en arka taraflar içindi. Bereket, sahneyi görebiliyordum. Bir anons sesi duyuldu. Anonsta, “Nejat Uygur’un rahatsızlandığı, sesinin kısıldığı, bu nedenle hastaneye kaldırıldığı…” ilan edildi. Dedim ya, bizim şans bu ama, anonsu yapan sesi sanki tanır gibiydim. Az sonra aynı ses, kahkahalarla gülerek “şaka yaptığını” söyleyiverdi. Bu, Nejat Uygur’du. Yapacağını yapmıştı gene. Az sonra oyun başladı. Biz de kahkahaları patlattık arka arkaya…
Tarık Buğra ve “Ayakta Durmak İstiyorum”
Bugüne kadar seyrettiklerim arasında beğendiğim tiyatro oyunlarının başında Tarık Buğra‘nın “Ayakta Durmak İstiyorum” oyunudur. Benim de mezunu olduğum KTÜ öğrencilerinin sergilediği bu oyun, çok hoşuma gitmişti. Öğrencilerdeki cesarete hayran kalmıştım. Tarık Buğra zor bir yazardır. “Ayakta Durmak İstiyorum” da sahneye konması zor, meşakkatli bir eserdir. O yüzden hem bu oyunu, hem de cesaretlerinden dolayı o yıllardaki öğrenci abi ve ablalarımı unutamam.