Bursa gezimiz sırasında çekmiştim yukarıdaki fotoğrafı
‘Anlayana sivri sinek saz’ misâli, gezmenin ve görmenin “anlamı” bir başkadır. Söz açılmışken ünlü yazarların da çok gezen ve hattâ gezmek için bahane arayan insanlar olduğunu söyleyelim.
Tanpınar, içindeki Batı aşkını söndürmek için hep arzuladığı Batı’ya koşar. Belki de birşeylerden taviz vererek. Yahya Kemal de öyle.
Gezmek/seyahat bir bakıma şehri okumaktır. Duvarlar, yollar, mekânlar, renkler ve de insanlar…
Yani gezmekten maksat yorulmak değildir. Muhtemelen bedeniniz yorulacak ama dimağınız dinlenecektir. Bizim ata mirası medrese ve camilerimizin içi ve dışı âdetâ birer psiko-terapi merkezi gibi sessiz ve sakindir, farklı inançtaki insanlara bile huzur verir.
Bursa’da bir camii, bir yıl geçti aradan hangi camii olduğu bu yazıyı yazarken hatırlayamadım.
Her eser hâkim bir tepe üzerinde kuruludur. Çoğu zaman geleceğe bakar gibi durur, bir şeyler anlatır gibi.