Amerikan seçimleri bitti de ayaklarımız suya değdi. Seçimler bizi çok etkileyecekmiş, kimi destekleyeceğimizi önceden belli etmeliymişiz filan…
Önceden Cumhuriyetçileri desteklememiz gerektiğini söyleyen bazı köşe yazarları Obama’nın kazanmasından sonra “Demokrat Obama'”ın kazanmasının çok isabetli olduğunu söylemeye başladılar.
Çok tuhaf değil mi? Daha düne kadar “Kahrolsun Amerika!” diye çarşı pazar, meydan, nereyi boş bulurlarsa orada miting düzenleyen “abiler” söylüyor bunları. İçimize demir atmış bir Amerika var galiba. Hattâ sadece bize değil dünyanın kalbine demir atmış bir Amerika.
Yine hayretime giden birşey, 1980’li yıllarda İngiliz Prensi’nin müslüman olduğunu söylentileri gazete sayfalarını süslerdi. Bu haberleri daha çok muhafazakar bilinen gazeteler yapardı. Bugün Obama’nın seçilmesinden sonra bir televizyon kanalının Obama’nın seçilmesinin 1968 kuşağının da dirilmesi olarak lanse etmesine ne demeli?
Obama’nın seçileceğini bizler aylar öncesinden biliyorduk. Nasıl mı? Blogları takip ederek. Öyle ki seçimlerde belirleyici rol bile oynadı bloglar. Blog yazarları başkan adayları nereye giderse peşlerinden götürüldüler, propaganda savaşlarını en iyi bloglar anlatıyordu.
Amerikan seçimleri bitti. Artık kendi dünyamıza dönebiliriz. Doğalgaza zam, elektriğe zam!